15 Mayıs 2008 Perşembe

güzel ve kadın olmak


şimdi bir film bitirdim.adı "güzel dedektif". filmi dizi seyreder gibi seyrettim valla. hem filme güldüm, hem kendime. bu arada kadın hakket güzelmiş. güzel güzelmiş yani. öyle her kadını beğenmem ben. ben güzelim diye bağıran tipleri sevmem öyle. güzelliği bütünlüğünde olacak. hoş erkeklerde de aynı şey geçerlidir ama neyse şimdi konumuz kadınlar. kadına baktığında temiz olduğunu hissettirecek, güzel koktuğunu yanına yaklaşmadan anlayacaksın. çok geçmiş zamanlarda bi abim bana "bir kadının bırakacağı en kötü intiba kötü kokudur" demişti. onu hiç unutmuyorum. ve hakikatende bunun böyle olduğunu yaş ilerledikçe daha iyi anlıyor insan. öyle kadının kaşı gözü olur olmaz herşeye oynamayacak. zarif olacak ama kibarlık budalası olmayacak. ellerini ve gözlerini kullanmasını iyi bilecek. mine etek giyiyorsa nasıl bacakbacak üstüne atması gerektiğini bilecek.bununla ilgili annemden çok sıkı dersler aldığımı hatırlıyorum. yoksa mini etek giyemezdim. ben bu dersten peki ile geçtim ve istediğim her yerde rahatca mini eteğimi giyebildim. ya bu sizede oldumu yaş otuzu aştıktan sonra -aslında formdan çok bişey kaybetmiş değilsindir ama- mini etek giyme isteği kayboluyor. tıpkı topuklu ayakkabi isteğinin kaybolması gibi. ya da ben son 7-8 aydır sporayakkabılarla gezdiğim için bu istek kaybolmuştur.
çok sık spor ayakkabı giymeye başladığımdan bu yana yürümeminden hafiften değiştiğini farkettim ve tekrar topuklularıma dönmek istedim ama çok zorlanıyorum. ya ben acayip ökçeli pabuçların üstünde nerdeyse futbol oynardım :)) ama şimdi 4-5 saat ayağımda tutamıyorum. neyse tekrar alışırım herhalde, ya da alışmamayım ne olcak canımm. filmden nerelere geldim. ne iyi ettim de geldim. hoşgeldim sefa geldim. ama şimdi uyumalıyım. yada uyumadan biraz kitap okumalıyım. nemi okuyorum.
Halid Ziya Uşaklıgil "mai ve siyah" okuyorum. 15-16 yaşlarımdayken okumuştum. şimdi tekrar okuyorum. Aşk-ı Memnu'yu bir solukta bitirdim. şimdi de mai ve siyaha başladım.bu aralar böyle yazar yazar okuyorum.Önce Sabahattin Ali'nin bütün romanlarını ve öykülerini okudum. sonra Kürşat Başar'ın tüm kitapları bitti.şimdi de sıra Uşaklıgil'de. haa tabi Ahmet Ümit'i unutmamak gerek. ama onu sen zaten biliyorsun. tabi aralara tek tük serpiştirilmiş başka romanlarda oluyor. çünkü hep aynı yazarın kitaplarını peş peşe okumak biraz sıkıyor.
ayyy bu akşam ne kadar çok yazı yazdım. bundan 3 saat öncede sana kocaman bir mail döşedim. yaz yaz nereye kadar. sonuna kadar.
şimdi dışarda yağmur çiseliyor. inşallah sabaha iyonun ti-sör-tü kurur. yoksa sabah kalk ütü yap. hemide sabahın altıotuzunda. ya ben yağmurdan romantik bişeylere gelecektim olmadı. yine beceremedim. :P
ama neydi ben anneydim demiiii. bundan daha romantiğimi var. hehehehe.


*bu yazı başlık amacından saptı gibi, ama neyse artık.

3 yorum:

Adsız dedi ki...

kadın güzel değil ondan yazı amacından sapmış:)

pass dedi ki...

bencede güzel değil bu kadını hiç bi zaman beğenmedım

Adsız dedi ki...

sanirim, haklisiniz. gece gece guzel geldiydi herhalde.
bu zamana kadar ki siralamama girememisti hic. :)