26 Haziran 2008 Perşembe

funny games


evet malessf gecenin bu saatinde seyrettiğim film bu. neyse ki bitti. evet gerildim. filmin başından itibaren hep şunu düşündüm. bu gençler bi sembol. hayatı sembol ediyorlar. ve ne kadar direnirseniz direnin o size kendi oyununu oynatıyor. belki bunu düşünmemdeki 1. neden çocukların beyaz giyiyor olmasıydı 2.nedense bazen hakikaten kibar da davranarak istediklerine ulaşmaya çalışmalarıydı.
hayat da bizebazen böyle davranmıyor mu?
bazen hiçbir şeyi kontrol edemez hale gelmiyormuyuz ve başkalarının oyunlarını oynamak zorunda kalmıyormuyuz. 3. nedense gençlere karşı bütün masumluğuyla ve cesaretiyle duran sadece o küçük çocuktu. onun için en önemli olan şey hayatta kalabilmek değil, sevdiklerini koruyabilmekti ve malesef ki ilk düşen o oldu.
gerçekte de böyle olmuyor mu?
neyse ben seyrettim ve kendimce almam gereken dersi aldım. ben sevdiklerimi korumaya ve onların mutluluğu için hayatın önüme koyduğu oyunları onun kurallarıyla oynamaya hazırım. ama bu zamana kadar ki deneyimlerim bana şunu da gösterdi ki, kendimi es geçmeden. artık sık sık aynaya bakıp kendimi sevdiğimi söylüyorum doktorcum.

20 Haziran 2008 Cuma

çokk sıcakk


nefes alamıyoruz valla ya. acayip bi sıcak var ve bi anda bastırdı. ama benim için en güzel tarafı çalışmıyor olmak. geçen yaz bu sıcakları nasıl çalışarak geçirmişim hayret bana. ohhh yan gel osman yapıyorum valla.
akşamları birazcık serinlik oluyor allahtan, bu saatlerde lambası yanmayan karanlık balkonuma çıkıp dışı sıvalı kocaman acayip çirkin bi binayı seyrediyorum. zaten trende geçmiyor artık. bakım yapıyorlarmış. 1 sene falan tren geçmeyecekmiş. bir sürü sokak köpeği onlar bayaa ses yapıyorlar. öylee boş sokaklarda grup halinde geziyorlar bazen kavgaşıyorlar, bende onlara bakıyorum. onlar yüzden akşamları büfeye bile arabayla gidiyorum zati.
bu arada evde oturmak acayip yaradı bana, iyi kilo aldım. hayır yediğimden içtiğimden değil. paso yatıyorum ondan herhal... göbek aldı başını ohhhhh.
yarın kızımla sınav öncesi günü takılması yapalım diyoruz. belki kuşadasına gideriz beraber. ama denize girmeyiz. şöyle esen biyerler bulup yataşşa yaparız. deniz kenarı püfür püfür. yada onu belki çeşmeye yada urlaya götürürüm. bak buda iyi fikir. ben bu akşam erken yatmazsam yarın bu planların hiçbiride olmayabilir tabi. o zaman da iyo beni yerrrr.
o zaman yatayım ben.

14 Haziran 2008 Cumartesi

keşke senin sesinden bir kez daha dinleyebilsem!!!



malesef sevgili burakcım!!
birimiz bir eksik, birimiz bir fazla....

seni sevgiyle ve özlemle anıyorum.

11 Haziran 2008 Çarşamba

seviyeyi alt-üst etme sınavı



offf kızıcım offf. inan senin kadar bende manasız buluyorum bu sınavı ama yapacak çok bişey yok malasef. seni bütün bu anlamsızlıklardan koruyabilmek uzak tutmak çok isterdim inan bana.
her anne gibi bende şimdi çocukları at yarışı gibi koşturuyorlar falan filan diye ahkam kesebilirim, ama yapmayacağım. bu durumun içindeysek en az zararla atlatabilme telaşındayım. telaşım kendime değil inan bana. ergenliğe girme bununla başedebilme heyecanında ve telaşındayken, küçücük ama bir o kadar bilmiş beynine kendini nasıl koruman gerektiğini öğretebilme ve gösterebilme çabama birde bu saçma SBS sisteminin mantığını kabul ettirme çabam eklendi, bende şaşkınım inan bana.